Kral Midas kimdir ne nerede yaşamıştır?
Kral Midas kaynaklara göre M.Ö. 738 ile M.Ö. 696 yılları arasında Frigya Başkenti Gordion’da yaşamış ve efsanelere konu olmuş bir kraldır. Asur kaynaklarında kendisi ile ilgili “Muşkili Mita” olarak bahsedilir. (Asur Kralı Sargon’un çivili yazılarında bu isimle anılır.) “Kral Gordios” ile beraber bilinen en meşhur iki Frigya kralından biridir. Yaşamı ve ölümü ile ilgili birçok mitolojik efsane ve hikâyeye konu olmuştur.
Antik çağlarda yer alan kaynaklara göre Frigya en parlak dönemini Kral Midas zamanında yaşamıştır.
Gelelim Kral Midas Efsanelerine…
Kral Midas’ın hayatı incelendiğinde kendisi ile ilgili olan efsanelerden iki tanesi öne çıkıyor. Birincisi “eşekkulakları” ile ilgili efsane, ikincisi de “dokunduğu her şey altına çevirmesi” ile ilgili olan efsane.
Midas’ın Kulakları eşek kulakları…
Efsaneye göre sanat ve şiir tanrısı Apollon ile Kır ve Çoban Tanrısı Pan arasında bir müzik yarışması düzenlenmiş ve Midas bu yarışmanın yargıçlarından biri olarak seçilmiş. Pan, kaval çalarak yarışırken, Apollon ise daha üstün bir şekilde lir çalıyormuş. Yargıçlardan ikinci olan dağların tanrısı Tmolus (Bugün Bozdağ olarak anılıyor) oyunu Apollon’dan yana kullanmış. Fakat Midas oyunu Pan’dan yana kullanınca Tanrı Apollon ona çok kızmış ve “güzel müzikten anlamayan kulak insan kulağı değildir, bu yüzden sana ancak eşekkulakları yakışır” diyerek Midas’ın kulaklarını eşekkulaklarına çevirmiş. Midas bu durumu uzun süre halkından saklamak için kafasında bir külahla dolaşmış. Fakat bir gün berbere gittiğinde berber kulaklarını görerek durumu öğrenmiş. Berber uzunca bir süre bu sırrı saklamaya çalışsa da bir gün dayanamayıp orada bulunan bir kuyuya eğilip “Midas’ın kulakları eşek kulakları!” diye bağırmış. Hikâyeye göre bu durum sudan sazlara, sazlardan rüzgâra giderek her yere yayılmış ve herkes Midas’ın sakladığı sırrını öğrenmiş. Midas en sonunda halkın kendisine olan yakıştırmalarına dayanamayıp kulaklarını kestirmiş. Fakat kesilen kulakların yerine gün geçtikçe uzayan sarmaşık şeklinde yeni kulaklar oluşmuş. Herkes Kral Midas’la “eşek kulaklı Midas” diye dalga geçmeye başlamış. Bunun üzerine Kral Midas Tanrıya yalvarmaya başlamış ve “Tanrım kulaklarımı düzelt ve tüm servetimi elimden al” demiş. Bu yalvarışın sonrasında Tanrı onu bağışlamış ve kulaklarını düzeltmiş ama hiç kimse görmeden de canını alıp, mezara gömmüş.
Dokunulan her şeyin altına dönmesi…
Kral Midas ile ilgili anlatılan diğer efsane ise “dokunduğu her şeyin altına dönmesi” ile alakalıdır. Bu efsane ise şu şekildedir. Bir gün Şarap Tanrısı Dionisos’un yoldaşı Satiros Frigya’da dolaşıyormuş. Bu gezisi sırasında Kral Midas’ın gül bahçesinde girmiş ve burada uykuya dalmış. Midas, Satiros’u kendi bahçesinde bulmuş ve sarayında 10 gün boyunca ağırlamış. Bunun üzerine Dionisos bu konukseverlikten etkilenmiş ve Kral Midas’a bir dileğini gerçekleştireceğini söylemiş. Kral zenginliğini arttırmak için dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini istemiş. Fakat bu isteği onun yaşantısını baştan aşağı değiştirmiş. Yemek istediği yemekler, çevresindekiler ve kendi gül bahçesine kadar dokunduğu herşey altına dönüşmeye başlamış. Kral Midas bu duruma daha fazla dayanamayıp Dionisos’tan tekrar yardım istemiş ve bu güçten kurtulmak istediğini söylemiş. Tanrı Dionisos, Kral Midas’ın bu durumuna acımış ve ona Paktalos Irmağı’nda yıkanmasını söylemiş. Burada yıkanan Midas bu güçten kurtulmuş ve tekrar eski haline dönmüş. O dönemden beri bu ırmakta bulunan altın parçacıklarının bu efsaneye bağlandığı söylenmiş.
Yapılan araştırmalar ve gerçeklere gelince…
“Dokulan her şeyin altına dönmesi” ile ilgili efsanede yer alan ırmakla alakalı olarak, 2012 yılında yapılan araştırmalara göre bu hikâye de bahsi geçen ırmağın, Manisa’daki Tabak Çayı olduğu söyleniyor. Lidya diline göre “dik yamaçtan çıkan suyun aktığı yer” anlamına gelen bu nehrin adı, Helence’de Paktalos adını alıyor.
“Kral Midas’ın eşek kulakları” efsanesi hakkında ise yapılan bazı bilimsel çalışmalara göre Kral Midas’ın anne karnındayken bir hastalığa yakalandığı ve bu nedenden dolayı kulaklarının asimetrik (Aralarında simetri bulunmayan iki şey) olarak doğduğu söyleniyor. Kulaklarının birinin diğerinden daha yukarıda olması durumu nedeniyle Kral Midas’ın halkından utanarak kafasında “serpuş” ile (Genellikle başı korumak için giyilen şapka) dolaştığı anlatılıyor. Haliyle halk Kral’ın kulaklarını görmediği için dedikodu yaptığı ve sebep yüzünden “eşek kulak” efsanesinin ortaya çıktığı düşünülüyor.